3 Mart 2014 Pazartesi

Rojava Çatışmalı ülkeler için tek model

Margaret Owen: Rojava çatışmalı ülkeler için yegane model

Jineoloji Konferansı’nda Rojava’daki izlenimlerini aktaran Margaret Owen, “Rojava çatışmalı ülkeler için inanılmaz yegane bir model, büyük heyecan duydum” derken, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan için ise “kadının rolünü bu kadar merkez alan başka bir önder yok” ifadesini kullandı.
'Kadınların Radikal Düşünce ve İnşası' adıyla Almanya’nın Köln kentinde gerçekleşen Jineoloji Konferansı üçüncü ve son gününde devam ediyor.
Konferansın öğleden sonraki oturumunda Demokrasi ve Barış için Dullar Örgütü (WPD) Başkanı Margaret Owen söz aldı.
KADINI MERKEZ ALAN BİR ÖNDER ÖCALAN
Konuşmasına rojbaş diyerek başlayan Owen, “Çünkü Kürtlerin dilini, tarihini, sanatını, şarkılarını seviyorum” dedi.
20 yıldır Kürt meselesi ile ilgili çalışmalar yürüttüğünü belirten Owen, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın kadın mücadelesindeki rolüne dikkat çekti. “Modern zamanlarda kadının rolünü bu kadar merkezi hale getiren başka bir önder düşünemiyorum. Gandhi kadınlar konusunda o kadar iyi değildi. Aramızda Güney Afrikalı kız kardeşlerimiz de var. Mandela cinsiyet konusunda kördü denebilir. Ama şimdi bunları yapan bir önder var. Yani kadınları eklenti olarak, kıyıda köşede bir varlık olarak görmeyen bir önder var; Öcalan” diyen Owen, “Bu yüzden onun özgürlüğü için çalışalım. Hapiste ve ona rağmen barıştan bahsediyor. Barışın mimarı oluyor. Öcalan’ın hukuksuz bir şekilde cezaevinde tutulurken nasıl bir müzakereden bahsedebiliriz? Öcalan’a Özgürlük” şeklinde konuştu.
KANUNLARI ERKEK EGEMEN SİSTEM YAPIYOR
3 gündür yürütülen tartışmaların kendisinde heyecan yarattığını ve önümüzdeki hafta Birleşmiş Milletler’de (BM) düzenlenecek olan kadınlarla ilgili oturumda bu konferanstan çıkardığı sonuçları paylaşacağını kaydeden Owen devamla şöyle konuştu: “Orada kadın gerçeğini, metodolojisini anlatacağım. Burada kadının hayallerinden bahsedilince çok sevindim. Utanarak söylüyorum, ben hukukla ilgileniyorum. Neden utanıyorum, çünkü hukuk her yönüyle ateerkil sistem tarafından domine edilmiş bir sistem. Kanunları bu erkek egemen sistem yapıyor işte BM’de bu kanunları kim değiştirecek onları konuşacağım. Öyle bir sistemdeyiz ki her şey kağıtlar üzerinde. BM Güvenlik Konseyi çatışmaların kadınlara olan etkisine bakmalı ve bunu durdurmaya çalışmalı.”
ERKEKLERİ DEĞİŞTİRMELİYİZ
Konferansta tartışılan “erkeğin dönüştürülmesi” konusuna da değinen Owen, “erkeklere, kadınların haklarının verilmedikçe adaletin tecelli etmeyeceğini göstermemiz gerekiyor. Kadınlar özgür olmadıkça onların da baskı altında olacağını anlatmamız gerekiyor. Dolayısıyla erkekleri değiştirmemiz gerekiyor. Erkekler bulundukları farklı sosyal gruplara göre adlandırılıyorlar. Ama nedense kadınlara gelince kadınlar homojen olarak değerlendiriliyor. Oysa bizim farklılıklarımız var. Eğer biz bu farklılıkların sesini duyuramazsak o zaman kazanamayız. Korumasız olan, saklı kalan kadınların seslerini duyuramazsak kazanamayız. Kürt kadınları üç kez dezavantajlı bunu da görmemiz gerektiğini düşünüyorum” diye konuştu.
ROJAVA MODELİ DEVRİMSEL BİR MODEL
Margaret Owen konuşmasının devamında Aralık ayında gittiği Rojava’daki izlenimlerini anlattı.
“Rojava’da Öcalan tarafından öngörülen bu model çok heyecan verici ve devrimsel bir model. Dünyadaki birçok çatışmadan çıkan geçiş süreci yaşayan ülkeler için inanılmaz, yegâne bir model” diyen Owen, özellikle kadınların devrim sürecine ve şimdi de anayasa yazımına katılımının kendisini oldukça heyecanlandırdığını belirtti.
Owen Rojavayla ilgili izlenimlerini şöyle özetledi: “Oraya gittiğimde sınır çoktan kapatılmıştı. Tümüyle siyasi nedenlerle kapatıldı. Jeopolitik meselelere girmeyeceğim ama sınır kapıları neden kapanıyor, Rojava benim ülkemde ve birçok AB ülkesinde neden tanınmıyor bunları biliyorum. Aslında Rojava’ya gidişim oradaki toplumsal cinsiyetçiliğin aşılmasındaki düzeyi görmek içindi. Her kurumda, her yapıda eşbaşkanlık var. Her yerleşim yerinde kadın merkezleri var. Ama bu sadece kadınların ‘kadın işi’ yaptığı anlamına gelmiyor. Kadınlar erkeklerin erkekler kadınların işlerini yapıyor. Yani tümüyle ortaklaşa yapılıyor tüm çalışmalar.
5 binden fazla göç etmiş insan var. Bunların çoğu Rojava’ya sığınıyor. Çünkü Rojava idaresi cinsiyet ve inanç özgürlüğüne dayanıyor. Kadın akademilerini gördüm. YPG’lileri gördüm. Onlar inanılmazdı. Eşlerini çocuklarını kaybeden kadınları gördüm. El Nusra tarafından öldürülen insanların yakınlarını gördüm. Kendi ülkelerini korumak isterken yaşamını yitiren insanları gördüm. Bu kadınlara nasıl olduklarını sordum; çocuklarını kaybetmiş ama gururlulardı. Ben dört gözle yine Rojava’ya gitmeyi bekliyorum.”
Konferans kadın hareketlerinin tecrübeleri adlı oturumla devam edecek. Kuzey ve Batı Kürdistan’dan kadın siyasetçiler, Filipinler, Katalonya kadın hareketleri temsilcileri, Feminist Öz savunma grubunun sunumu ardından konferans akşam saatlerinde sona erecek.

"Mersin Üniversitesi Haber Portalı "