Mücadele arkadaşları Kemal Pir’i anlatıyor
Türk ve Kürt halkının birlikte kurtulabileceğini her fırsatta dile getiren Kemal Pir’i, yine mücadele arkadaşları anlattı. KONGRA-GEL’in önder kadrolarından Cemil Bayık, Mustafa Karasu, Duran Kalkan, Ruhal Morsümbül ve Ali Çiçek Kemal Pir’i anlattı.
PKK''nin kurucuları arasında yer alan Cemil Bayık, Kemal Pir''in Apocu Hareket’in ilk çıkış yıllarındaki rolünü anlatarak, “yeni paradigma ve zihniyetin anlaşılabilmesi, pratikleşebilmesi için Kemal Pir’in güncelleştirilmesi gerekir” dedi.
Cemil Bayık: Kemal''i anlamak, bir anlamda Önderliği anlamaktır.
Sayın Bayık, Kemal Pir''in okul süreci, gençlik yılları ve kişilik özellikleri hakkında neler söyleyebilirsiniz?
Kemal kişiliği komple bir kişiliktir. Bir devrimcide bulunması gereken özellikleri taşıyan önder bir kişiliktir. İdeolojik derinliği olan, sürekli kendini yenileyen, propaganda-ajitasyon yönü güçlü olan, eylem ve pratikleşme yanıyla bulunduğu ortamda kim olursa olsun güç ve güven veren, dopdolu, oldukça temiz, moralli, coşkulu, tüm yaşamını özgürlüğe adayan bir kişilik. Kendisine ait bir yaşamı olmayan, yaşamını da, ölümünü de özgürlük için ortaya koyan bir kişilik. Kısacası bir devrimci önderde, bir halk önderinde bulunması gereken özellikleri Kemal Pir'de görmek mümkün.
Böylesi bir kişiliğin yoldaşı olmak, hem büyük bir onur, hem de büyük bir borç altına girmektir. Kemal'in gençlik yılları, okul içinde, dışında, mahallelerde hep örgütleme ve mücadele ile geçen yıllardı. Hareketimizin bir grup olarak oluşumunda, saygınlık kazanmasında Kemal'in bu direnişçiliği, savaşçılığı, pratikçiliği, örgütçülüğü önemli bir yer tutar.
Filistin'e nasıl gitti, oradaki tutumu neydi ?
Kemal Pir yoldaşı Urfa Cezaevi'nden baskınla alıp kurtardıktan sonra Başkan Apo'nun yanına göndermeyi düşündük. Kendisiyle konuştuğumda, "Seni Suriye'ye göndereceğiz, Önderliğin yanına gideceksin. Oradan da Filistin'e gidip eğitim göreceksiniz" dediğimde, başlangıçta bunu kabul etmedi. Gerekçesi de şuydu: "Ben ikinci kez örgüt tarafından cezaevinden çıkarılıyorum. Örgütün benim için emeği çok fazla. Hiç kimseye tanımadığı imkanları bana tanıdı. Benim örgüte karşı borcum var. Bu borcumu ödemeden hiçbir yere gitmem" demişti. "Önderliğin de istemidir" dedim. "Önderliğin istemi" deyince kabul etti.
Kemal Kobani'deyken, Suriye-Kürt Sosyalist Partisi'nin Eczacı Abdi diye bir yöneticisi vardı. Onunla tanışıyor, dostluk kuruyor. Bir gün kendisine, "PKK'deki yetkin nedir? Kaç yıldır PKK'desin?" diye soruyor. Kemal, "Başından beri bu hareketteyim. Fakat bu hareketin bir militanıyım. Hala da üye olup olmadığımı bilemiyorum" diyor. Kemal’in bu sözleri karşısında şaşkınlığa uğrayan Eczacı Abdi, ısrar ediyor, "Nasıl olur, başından beri bu hareketlesin hala yetkili değilsin; üye olup olmadığını da bilemiyorsun. Bu mümkün değil" deyince, Kemal kendisine PKK gerçeğini, PKK militan gerçeğini anlatmaya çalışıyor.
Bir Türk olarak Kürtlerle ilişkilerinde zorlanıyor muydu?
Kemal, bir Kürt veya Kürdistanlı değildi; Kürtçe de bilmiyordu. Ama Kürdistan gerçeğini, Kürt insan gerçeğini kavramıştı. Kürtçe bilmemesine rağmen fazla zorlanmıyordu. Kürtlerle çok rahat ilişki kurabiliyordu. Konuşmalarıyla, davranışlarıyla, üslubuyla, hitap tarzıyla bunu başarabiliyordu
Hemen her düzeydeki, her sınıftaki, her renkteki insanla rahat ilişkilenebiliyordu. Bir araya geldiği insanları çok rahat etkileyebiliyor ve harekete geçirebiliyordu. Bu bir önder devrimcide bulunması gereken bir özelliktir. Kemal, insanların psikolojisini iyi kavrıyordu. Beynine ve yüreğine nasıl hitap edeceğini, nasıl kazanacağını çok iyi biliyordu.
Kürt insanı da Kemal'i kendisine yabancı görmedi. Dilini bilmemesine rağmen, Kemal'i kendisinden biri olarak gördü. Kemal'e güven duydu, önder olarak gördü, saygı duydu, bağlandı. Çünkü Kemal Kürt halkına oldukça saygılı davrandı, değer verdi, onun uğruna her şeyini ortaya koydu.
Eylemci yönü, pratikçiliği, doğallığı, yoldaşlık ilişkileri nasıldı?
Kemal demek, eylem ve pratik demektir. Kemal demek, doğal olmak, yaşam demektir. Önderlikte en önemli bir özellik, düşünce ile pratiği aynı anda yaşıyor olmasıdır. Düşünürken yapmak, yaparken düşünmek; birini diğerine tercih etmemek. Bizde bunu kendi şahsında gerçekleştiren ender yoldaşlardan biridir Kemal Pir. Kemal''de anında kavrama ve kavradığını anında pratikleştirme söz konusudur. Kemal eylemsiz yaşayamazdı.
İlişkilerinde gerçek anlamda yoldaşlık yapmayı, güçlendirmeyi, başarılı kılmayı esas alırdı. Kemal''le birlikte olan moralsizse moral bulur, inançsızsa inanç bulur, umutsuzsa onda umut güçlenir, disiplinsizse disiplin gelişirdi.
Kemal'de sözün değeri çok büyüktü. Verilen söz mutlaka yerine getirilmeliydi. Söz verip de sözünde durmamak, Kemal'de affedilmeyecek bir tutumdu. Kemal Pir'de Önderliğe bağlılık söz düzeyinde değildi. Önderliği anlamak ve uygulamak düzeyindeydi.
Kemal Pir'in örgüt içindeki misyonu neydi?
Kemal Pir'de hep hizmet etmeyi esas alma vardır. Hareketin, halkın çıkarlarını her şeyin üstünde tutma vardır. Tüm çabasını, enerjisini halkın, hareketin, yoldaşların ihtiyaçlarına harcama vardır. Hareketin, halkın ihtiyacını esas aldığı için, yetkiyi, mevkiyi fazla önemsemezdi.
Sizce Öcalan Kemal Pir'i örnek verirken neyi anlatmak istiyor?
Başkan Apo, Kemal arkadaşı anlamak derken, Önderliğin anlaşılmasını istiyor. Çünkü Kemal Pir demek, Önderliği anlamaya çalışmak ve anladığı kadarını hayata geçirmek demektir. Önderliğin anlaşılmaması, yaşamsallaştırılmaması, Önderliğin boşa çıkarılması var. Bu Önderliğe de, halka da acı veriyor. Mutlaka Önderliğin zamanında anlaşılıp uygulanması gerekiyor. Eğer bu gerçekleştirilirse, büyük gelişmelere yol açar. Önderlik bugün Kemal Pir kişiliğinden bahsediyorsa, "Kemal ruhunu anlamak gerekiyor" diyorsa, bunun için diyor.
Kemal'i anlamak, bir anlamda Önderliği anlamaktır. Kemal Pir'in kişilik ve mücadele özelliklerini, onun felsefe ve mantığını, yaşam ve mücadele tarzını anlamak, bizi Önderliği anlamaya, doğru pratikleşmeye ve başarıya götürür. Bugün bu, bizim için her zamankinden daha fazla gerekli. Yarım saatlik bir konuşmayla Kemal Pir eğer yıllarca yürüyor, pratikleşiyor, pratiğinde de çok önemli gelişmelere yol açıyorsa, bizim hayli hayli bunu gerçekleştirmemiz gerekiyor. Bunu gerçekleştirmemek, çok ağır, affedilmesi güç bir suç olur.
Kemal Pir nasıl ki daha Önderlik yalnızken, Önderliğin düşünceleriyle birleşmiş ve o düşünceleri hayata geçirmişse, bugün Önderliği kendisine esas alanların da, Önderliğin yeni paradigmasını, yeni stratejisini, taktiklerini, eylem çizgisini, özgürlük çizgisini, yaşam çizgisini Kemal''in yaklaştığı duyarlılıkla, sorumlulukla ele almaları ve bunu pratikleştirmeleri gerekiyor. Kemal'in güncelleştirilmesi budur.
Bugün korkunç bir inkarcılık var, sahte bağlılık var. Hem Önderlik ve Önderlik mücadelesinin yol açtığı gelişmeleri, yarattığı değerleri inkar etme, hem de bağlılık adı altında sahte bağlılıkların gösterilmesi var. Bu ikisine karşı Kemal Pir gerçekliğini güncelleştirmek önem taşıyor. Çünkü Kemal'de ne sahte bağlılıklara değer verme var, ne de inkarcılığa, ikiyüzlülüklere. Bunlara karşı amansız davranma var, bunun panzehiri olma var. Önderlik gerçeğini buna karşı koruma, yaşatma mücadelesi var.
Kemal Pir'i anlamak, sosyalist ve emekçi kişiliği kendinde gerçekleştirmektir. Köleliği hangi biçimde olursa olsun, hangi gerekçeyle olursa olsun reddetmek, özgürlükte sonuna kadar karar kılmak demektir. Her türlü ihaneti, işbirlikçi teslimiyeti, başarısızlığı reddetmek demektir. Buna karşı amansız bir mücadelenin sahibi olmak demektir. Güzel bir insan, gerçek anlamda yoldaş olmak demektir. Her türlü kirden, pastan, gerilikten, çirkinlikten arınmak demektir.
Mustafa Karasu: Kemal, etkileyici bir kişilikti
Kemal Pir, nasıl bir kişilikti ?
Kemal Pir, etkileyici bir kişilikti. Dostunu da düşmanını da etkilerdi. Herkes Kemal'in yüzüne, mimiklerine bakarak dinlemek isterdi. Herkesin Kemal'e saygısı, sevgisi vardı, Kemal'in her dediğini yapmaya hazırdı. Kemal ile arkadaşlar bir araya geldiklerinde, örgütün bir sorumlusu ya da yetkili bir arkadaş havası olmazdı. Kemal gençle genç, yaşlıyla yaşlı olurdu. Her ortamda farklılığını, düşüncesiyle ve kişiliğiyle hemen hissettirirdi. Bunun dışında kimse Kemal'in farklılığını anlayamazdı. Kemal'in arkadaşlarla ilişkilerinde, sohbetlerinde sürekli mücadele ve örgütle ilgili konular gündemde olurdu.
Bir devrimci için örnek olunması gereken tutumları, yaklaşımları, anlayışları ortaya koyarak sohbetlerini eğitici hale dönüştürürdü. Onun sohbetlerini dinleyen kişi, ondan bir parça alır ve sonraki yaşamında uygulamaya çalışırdı. Bu yönüyle yaptığı sohbetlerin hiçbiri boşa gitmez, mücadelemiz açısından değerlere dönüşürdü. O, hep bir militan gibi arkadaşlara örnek olmak istedi ve bu duruşunu da Diyarbakır Cezaevi'ne girişinden şehadetine kadar sürdürdü.
Kemal'in duruşu, tutumu, söylemi bir öncü duruştu, örgütçüydü. Hiçbir zaman birinci dereceden sorumluluk almak istemedi. Sadece 1981 ölüm orucunda öyle bir sorumluluk içine girdi. Bir militan olarak sorumluluğunu en iyi şekilde yerine getirmeye ve böylelikle örgüte hizmet ve destek olmaya önem verdi.
Diyarbakır cezaevinde yaptığı eylemin etkisi ne oldu, nasıl bir anlam içeriyordu ? Kemal Pir'in düşmana karşı tavrı netti, açıktı. Diyarbakır Cezaevinde itirafçılık geliştirilerek iradeler kırılmak isteniyordu. Bu baskılarla cezaevi şahsında PKK''nin kökü kazınmak isteniyordu. Kemal her duruşu ve tutumuyla, "sizin bu baskılarınız, irade kırmalarınız benim üzerimde etkili olamaz" mesajını veriyordu. Nitekim cezaevinde itirafçılığın arttığı bir dönemde Esat Oktay Yıldıran, Kemal'in yanına gelerek, itiraf edenleri hatırlatır. Kemal’e, "artık bundan sonra küçüklerle değil, büyüklerle uğraşacağız" der. Kemal Pir, "Büyük balığın kılçığı da büyük olur" diyerek Esat Oktay'a gereken cevabı verir.
“Kemal Pir, PKK’ye kimlik veren şahsiyetlerdendi”
Şehadetini nasıl öğrendiniz ?
Kemal'in şahadetini hastanede öğrendik. Kemal'in şehit düştüğünü öğrenince, inanamadık, inanmak istemedik. Kemal, ölümüne inanılacak bir kişi değildi. Toprağa girecek bir insan değildi. Yıllarca bu duyguyu yaşadık. Kemal ile ölümü yan yana koymak mümkün değil. Nasıl ki cezaevine sığmıyorsa, mezara da sığmayacak bir kişi olarak beynimize yerleşmişti. PKK, Kemal'in şehadetinden bugüne hep bir boşluk yaşadı. Çünkü Kemal, PKK''ye kimlik veren kişilerdendi.
Önderlik, Kemal'in bu gerçeğini, bu kişilik özelliklerini bildiğinden sürekli Kemal'e vurgu yapıyor. Kemal çizgisine vurgu yaparak, bütün arkadaşları, herkesi Kemal çizgisine davet ediyor. Doğru çizgi ile yanlış çizgiyi, tasfiyecilikle PKK çizgisinin ne olduğunu ortaya koymak açısından da Kemal'e vurgu yapıyor. Kemal'i anlamak, tasfiyecilikle devrimcilik arasındaki farkı anlamaktır. Kemal'i anlamak, PKK''yi anlamaktır. Kemal'' i anlamak, Önderliği anlamaktır. Kemal'i anlamak, bir devrimcinin nasıl olması gerektiğini anlamaktır. Kemal'i anlamak, kritik süreçlerde bir devrimcinin nasıl rol oynaması gerektiğini anlamaktır. İşte Önderlik de böyle bir süreçten geçtiğimizi görerek, hepimize Kemal Pir'i hatırlatıyor.
Duran Kalkan: İnsanın yaratıcı gücüne sonsuz inanan bir kişiydi
Siz Kemal Pir’i nasıl tanımlıyor ve anlıyorsunuz ?
Kemal Pir gerçek bir aktivistti. Aynı zamanda halkın ve insanın yaratıcı gücüne sonsuz inanan bir kişilikti. Gerçek bir yön verici, yönlendirici, önderlik vasıflarına sahip bir kişilikti. Tartışmayı, hareketi, gezmeyi, eylemi ve mücadele etmeyi severdi. Kemal arkadaş, örgüt resmiyetinin geliştiği süreçte hiçbir resmi toplantıya katılma fırsatı bulamadı. Dolayısıyla PKK kuruluşunun bir resmiyetinde de yer alamadı. Fakat her zaman hareketin kurucusu, yönlendiricisi; düşüncesi doğru, sözü ise talimat olarak kabul edilen, yürüdüğünde ardından gidilen bir öncü militan oldu.
Hareketin kurucularından ve Önderliğin ilk arkadaşlarındandı. Kemal arkadaş tartışmayı severdi, fakat çok konuşmayı sevmezdi. Kelime ve cümlelerini özenle seçerek konuşurdu. Her biri yarım saatlik konuşma kadar anlam taşırdı, sonuç belirtir, yargıda bulunurdu. Sözleri her zaman anlaşılır ve tabii etkili olurdu.
“O doğal bir devrimciydi”
Kemal Pir, hiçbir zaman örgüt resmiyetiyle bürokratik ilişkiler içerisinde çalışan biri olmadı. Tersine doğal bir devrimci, halkın özgürlük ve demokrasi mücadelesinden kendisini doğal sorumlu olarak gördü ve o temelde hareket etti. Nerede ne zaman ne yapması gerektiğini tespit etti ve yaptı. Hareketin ister propaganda olsun, ister eylem olsun, isterse diğer bir aktivitesi olsun, her zaman bulunduğu mücadeleye katıldığı süreç içerisindeki çıkışlarında hamlesel adımlarında en önde yürüyen, belirleyici adımı atan bir kişilik oldu.
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan neden Kemal Pir kişiliği üzerinde bu kadar duruyor ?
Önderliğin bu dönemde Kemal Pir arkadaşı
örnek göstermesinin kuşkusuz birçok nedeni var. Bir nedeni, en sonunda
kararı Önderliğe bırakmasıdır. Bu, Önderliğin daha çok yönlü
düşünebildiği, daha derin analiz edebildiği ve dolayısıyla da daha doğru
kararlar verdiğine dair sarsılmaz inancının bir göstergesi olmaktadır.
Kemal Pir, hiçbir zaman talimat bekleyen, talimat alıp hareket eden bir kişilik olmadı. Zaman zaman tabii Önderlik talimatı oldu ve onları yerine getirmek için çalıştı. Fakat içinde bulunulan mücadele süreci gereği, örgütsüzlük ve gizlilik gereği çoğu zaman Önderlikle ilişkili olamadı, ama hiçbir zaman da tavırsız ve eylemsiz kalmadı. Başkasının verdiği emri yerine getiren olmadı. Emri, Önderlik çizgisinden ve o temelde Önderlikten almış oldu. Başkasının yönlendirmesiyle eylem yapmadı. Kendisi örgütledi ve yaptı ve yapanın da Kemal Pir olduğunu ifade etti, üstlendi.
“Kemal Pir çizginin pratikleşmesidir”
Çizginin doğru pratikleşmesine ilişkin, bulunduğu koşulları doğru değerlendiren, kararlaştıran ve gerekli militan tutumu propaganda, eylem ve mücadelenin her alanında uygulayabilen bir formasyonu vardı. Düşünsel formasyonu, pratik tarzı ve duruşu öyleydi. Okurdu, tartışırdı. İdeolojik çizgiyi kavramada çok duyarlı ve derin bir yaklaşımı vardı. O düzeyde de pratikçi ve eylemciydi. Düşündüklerini söyleyen, düşünüp doğru bildiğini ifade eden, söylediklerini de yapan bir kişilikti. Söyleyip de başkasına bırakan değil, doğru şudur deyip onu yapan, onun yapılmasına bizzat öncülük yapan bir kişilikti.
Davranışları, ifade tarzı ve eylemiyle çok etkileyiciydi. Bir kere gördüğü, bir kere konuştuğu ya da ortak hareket ettiği herkes üzerinde silinmez etkiler bırakabilirdi. Önderlik bu nedenle Kemal Pir kişiliğini örnek gösteriyor. Önderliğin mevcut koşullarda olduğu, mücadelenin yeniden şekillendirilip, örgütlendirilip hamleye kaldırılması gerektiği bir ortamda bunları ancak Kemal Pir özelliklerine sahip kişilikler başarabilir. Önderlik bunu bildiği için Kemal Pir arkadaşı örnek gösteriyor. Bu kişiliğin özelliklerinin incelenmesini, yeni kadro yapısına taşırılmasını, dolayısıyla özümsenmesini ve bu sürecin çalışmalarının böyle bir militan kişiliğin özellikleriyle karşılanmasını istiyor. Çünkü başarının yolu buradan geçiyor.
Kemal Pir özelliklerine çok büyük ihtiyaç var bu dönemde. Çünkü bu dönemde görevi kendinden yaratmayı bilmek gerekmektedir. Özgürlük ve demokrasi çizgisinde karar oluşturacak ve onu pratiğe aktaracak kadar sorumlu, kararlı, inisiyatifli bir davranışın sahibi olabilmek gerekli. Ancak bu tür yaklaşımlarla bu dönemin devrimci görevleri yerine getirilebilir. Devrimci demokratik hamle ancak böyle bir militan yaklaşımla ilerletilebilir. Bu konuda ciddi eksiklikler yaşanıyor. Karar ve eylem için sorumlu davranmada çekingenlik, ürkeklik ve hesapçılık var. Bu biraz da kendine güvensizlikten, çizgiyi özümseme zayıflığından kaynaklanıyor. Tabii biraz da memurvari yaklaşımlardan kaynaklanıyor. Kemal Pir bu tür yaklaşımların zıddıydı. Devrimci harekete memurca değil, sorumluca katıldı.
Ruhal Morsümbül: O Kürt gerçekliğini en iyi anlayanlardandı
Kemal Pir neden anlaşılmalı ?
Kemal Pir, konuştuğu her insan üzerinde silinmez bir etki bırakan, en devrimci düşünceyi temsil etmenin coşkunluğunu ve güçlülüğünü kendi kişiliğinde yansıtan, arkasından kitleleri sürükleyen bir önderdi. Yani, bağımsızlıkçı ideoloji nasıl ki, Kürdistan'ın her kenti, kazası, köyü, mahalle ve evini adeta zorluyor ve aydınlık düşünceler açıyorsa, Kemal Pir de bu düşüncelerin bir taşıyıcısı olarak her insanı tanımaya çalışıyor, onlara kendi öz davalarını götürmenin coşkusunu yaşıyordu: "Biz ikna etmeye çalıştık. 3 saatte ikna ediyorsak 3 saat, 300 saatte ikna edilmesi gerekiyorsa 300 saat uğraştık. İnsanların bizimle beraber hareket etmesi için uğraşıyorduk" derken Kemal Pir, bu gerçeğin yanı sıra, Kürdistan'da devrimci çalışmanın nasıl yürütülmesi gerektiğini de ortaya koymaktaydı.
Birbirlerini anlayamaz, kendini bile tanıyamaz duruma getirilen Kürt insanının gerçeğini tanıyıp kaynaşan, sürükleyici devrimci kişiliğiyle el attığı her insanı etkileyen Kemal Pir, Kürt halkı tarafından efsaneleştirilmişti. Kürt halkı, onda en büyük dostluğu ve halklar arası kardeşliği tanımıştı çünkü. O, toplumun her kesimiyle ilgilenirdi. "Her şey ve herkes bağımsızlık mücadelesine hizmet etmeli" düşüncesi, onun davranışlarına yön veren gerçekti. Öcalan bu nedenle her fırsatta Kemal Pir çizgisini örnek gösteriyor.
Ali Çiçek: Kemal Pir çizgisi tek çıkış yoludur
Kemal Pir nasıl bir kişilikti ?
Önderliğin yarım saatlik bir konuşmamı dinledikten sonra son güne kadar kararlılıkla bu yolda yürüdü dediği Kemal Pir yoldaş, bu militanca yaşamın en büyük temsilcilerindendir. Yaşamdaki duruşu, kararlılığı, fedakarlığı ve yüksek bağlılığı pratiğinde gösteren Kemal Yoldaş, bugün de bizim için tek çıkış yolu ve çözüm perspektifidir.
Kemal Pir yoldaşın Önderlik tarafından sürekli gündemleştirilmesinin sebebi, doğru olanı yapma arayışıdır. Demokratik siyaset ve kurumsallaşmada doğru olanı yaşamsallaştırmaktır. Kemal Pir yoldaş, yaşamıyla bize doğru olanı, buna giden yolu ve hedefi göstermiştir. Tam da Önderliğin dediği gibi “Direnişi geliştirelim, Demokrasiyi kuralım” belirlemesi bir bakıma Kemal Pir yoldaşın vasiyeti olduğu kadar, yaşamının ve pratiğinin çarpıcı ifadesidir.
Kürdistan gençliği Başkan Apo öncülüğünde otuz yıl önce yok sayılan, adeta nefesiz bırakılan halkının özgürleşmesi hayaliyle yola çıktığında ne bir örgütü ne kitle desteği ne de maddi imkanları olmadığı halde hiçbir bireysel beklentiye girmeden kişisel kaygılarını bir tarafa bırakarak, kendini bu mücadeleye adadı. Toplumun, halkının ve dünyanın tüm sömürülen halklarının özgürlüğünü kendi özgürlüğüne özdeş saymıştır. Bu ruh ve inancın sonucunu bugün milyonlara varan halk desteğinin gelişiminde dağ ve zindan direnişlerinde görebiliriz.
“Kemal Pir çizgisi ihanete verilecek en iyi cevaptır”
Halkımız yaratılan özgürlük umudunun yönünü eylemlerinde her gün, her saat, her an sloganlarıyla haykırmaktadır. Çözüm demokratik eşit ve özgür bir yaşamdadır. Ne ilkel milliyetçilikte ne de halkların iradesi dışında çıkarları için bölgeyi düzenlemek isteyen uluslar arası güçlerin kucağındadır. Ortadoğu’daki, özellikle Irak’taki gelişmeler gösterdi ki sorunların çözümü, ne dikta rejimleri ne de onu yıkma bahanesiyle işgal ve sömürü mantığını aşmayan müdahalelerdir. Çözüm olmayan bu her iki durum karşısında Önderlik hem zihniyet olarak hem de örgütsel anlamda bizleri ve halkı hazırlamaya çalışmış, bunun için sayısız çözümlemeler yapmış, en son geliştirdiği savunmalarda da bunu yeni bir paradigmaya kavuşturmuştur. Yeni paradigmanın güncelleşmesi için de Kemal Pir çizgisini anlamamız gerekiyor.
Bunların bir sonucu olarak yapılması gerekeni doğru anlamak ve ikirciliğe düşmeden pratiğe geçirebilmektir. Öncelikle kendimizden başlayarak kapsamlı bir özeleştiri vermek ve bunun gerekliliğini yapmaktır. Aksi taktirde geçmiş süreçten daha ağır sorunlar yaşayabiliriz. Geri dönülmez bir yaşamın utancını halkımızın tarihine eklemiş oluruz. Dolayısıyla tek çıkış yolumuz olan Kemal Pir'ce militanlığı, yoldaşlığı halka ve değerlere bağlılığı, bunun pratiğini kendimize yedirme kararlılığını geliştirmeliyiz. Kemal Pir’e ve Başkan Apo’ya bağlılığın gereği bu olacaktır. Bu temelde Kemal Pir yoldaş yaşıyor diyoruz...
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, Kemal Pir`i değerlendiriyor...
Kemal Pir büyük arkadaşlardandır. Onun kadar duyarlı yaşayan başka birini bulabilmek çok zordur. Ne kadar yüceltilse, yaşama yansıtılsa bile azdır. Halen tam kavranıp yaşamsal kılındığını sanmıyorum.
Kemal bana bir mürit gibi değil, ama yüksek saygıyla, anlayışla bağlıydı. İdeolojik çizgime, örgütsel yürüyüş tarzıma çok güveniyordu, büyük saygı duyuyordu. Yüksek seviyeli, kısa, öz yargıları vardı. Güçlü bir iradeydi. İçeridekiler ve dışarıya çıkanların bu çizgiyi sürdürmesi, Kemal Pir mirasına sahip çıkmaları biricik doğru yoldur.
Kemal Pir ve Haki Karer bozulmamış iki Karadeniz çocuğu olarak benim arkadaşlık tarzıma adeta bayılarak bağlanmışlardı. Bana en ufak bir zorluk gelmesin diye en erkenden dilini, töresini bilmedikleri Kürdistan’a hepimizden önce yürümüşlerdi. Bu tercihe başta Kemal Pir ve Haki Karer gibi çok değerli Türk kökenli arkadaşlar derinliğine inanmışlardı. Çıkışımızın soy damarıydılar. Yaptığımız yolculuk tipik bir inanmış mümin yürüyüşüne benziyordu. Ortadoğu’daki tüm zorlanmalar bu temeli değiştiremedi.
Kemal Pir gerçekten sağ kol olabilecek biriydi. Hep şöyle hayıflanmıştım: Keşke kalsaydı da, bütün militanca pratik işleri ona bıraksaydık! Kaybı en çok kendini hissettiren yoldaştı. O kadar güzel ve zeki bir yoldaştı ki, son nefesini verirken Önderlik olayını en kritik noktada Kesire ve Mehmet Can Yüce konusunda uyarıyor, vasiyetini belirtiyordu.
Kemal Pir, Haki Karer gibi Kürtlükle hiç alakalı olmayan sadece arkadaşlığımın olağanüstü etkileyiciliğiyle hareketimizin en soylu, sadık, kararlı yol arkadaşları olmaları da özünde bu ilkenin bir sonucudur. Kemal’in ölüm orucu eylemi, eylem tarzı olarak yeterlidir, ama ondan büyük sonuçlar çıkarılmalı. Çizgisi ve mirası iyi değerlendirilemedi, sapmalar var, doğru sorumlulukla devam ettirilmedi, hayatı doğru anlaşılamadı.
Cezaevinde bulunanlar Kemal’in çizgisine kısmen uyuyorlar ama çok fazla bilinçli değil. Kemal’in vasiyetleri çok önemli, bunu cezaevindekiler iyi değerlendirmeli. Mehmet Can Yüce için “Dikkat edilmeli” demişti. Kesire için “Öldürmeyelim” diyordu.
Denilir ki, bu dönemde Mehmet Hayri Durmuş ve Cemil Bayık (Diğer bir arkadaş Kemal Pir olabilir) kaldığım eve geldiklerinde, mevcut ilişki durumumuzu görünce büyük bir kızgınlığa düşerler. “Bu kadın önderimize -bu sıfat yavaş yavaş oluşuyor- nasıl böyle davranabilir? Gelin bu arkadaşın haberi olmadan öldürüp kim vurduya getirelim ve bu beladan arkadaşı kurtaralım” derler. Her zaman büyük kalmasını bilen Kemal Pir’in bu tavra yaklaşımı olguncadır. Demiş ki, “Arkadaşın her halde bir bildiği vardır. Biz karışmayalım.” Ama Diyarbakır zindanında ölüm orucundayken, adeta vasiyeti olarak, “Bu konuda partinin çok dikkatli olması ve unutmaması” gereğini vurguladığı belirtilir.
Kemal Pir, Mehmet Hayri Durmuş, Mazlum Doğan ve Ferhat Kurtay’ların eylemini intihar eylemi olarak değerlendirmiyorum. Kendilerinin de ifade ettikleri gibi, “En ufak onurlu bir yaşam imkânı bulunsaydı, bunu esas alacağız ve sonuna kadar onurlu yaşayacağız” değerlendirmeleri gerekli yaşam ölçülerini vermektedir. İnsanlık onuru için yapılacak tek şey kalmıştı. O direniş eylemini de ortaya koydular.
Kemal Pir örneğini yine vereceğim. Arkadaşlar Kemal Pir’den aslında hiç öğrenmemişler. Kemal Pir tavrı üzerinde yeniden durulmalı ve derinliğine anlaşılmalı. Kemal Pir’in duruşu çok anlamlıydı. Kemal Pir, Ferhatların eyleminden sonra “bu eyleme aslında bizim öncülük yapmamız gerekirdi” diyordu. Ferhatların eylemi aslında Kemal Pir’indi. Öncüsü, yaratıcısı Kemal’di. Tabii Mazlumların Newroz’daki şahadeti de var, Kemal örnek bir tavır sergiledi.
Eğer gerçekten biraz da Kemal Pir’lerin zihniyetiyle bir onur anlayışınız varsa, biriken büyük tecrübe ve anlayış gücünüzle karşınızdaki büyük anlayışsızlık, haksızlık ve çözümsüzlük dayatan unsur ve yapılara karşı tarihi hesaplaşmayı yapmakta özgürsünüz demem gerekiyor. Bu hem hakkınız hem görevinizdir. Karşılıklı haklarımızı helal etmek durumundayız. Ama yine de savaş ve barışta esas olan özgür yaşam hakkının elde edilmesidir. Anlamsız ‘öl ve öldür’ politikamız olamaz; ancak çok tarihi görevler karşısında ölme ve öldürmenin anlamı olabilir. Kemal Pir’in deyişiyle bu biçim ölüm ve öldürme bile onurlu yaşamı çok sevdiğiniz ve hak etmeniz içindir.
Savaşımımız, Kemal Pir’in “Türk halkının kurtuluşunun da Kürt halkının özgürlük savaşımından geçtiğini görüyorum” belirlemesine anlam vermek için verilmesi gereken bir savaştır. Bu savaş hamlesi, başta Türk ve Kürt oligarşik güçleri başta olmak üzere, diğer oligarşik ve despotik güçlere karşı, “Halk üzerinde sınırsız baskı ve sömürü çağınız geçmiş, özgür yaşam vaktimiz gelmiştir” hükmüne verilen yanıttır. Çağdaş ve onurlu yaşamak için bir bedel ödemek gerekiyor. Bu bedel, halkın savaşımının kendisidir.
Biz Türk halkına saygılıyız, biz orduya kesinlikle savaş ilan etmeyiz. Benim birçok Türk arkadaşım olmuştu. Hep söyledim, Kemal Pir örneğini hep söyledim, en değerli arkadaşım Kemal Pir’di. Biz, böyle bir halka savaş ilan etmeyiz.
İmralı gerçekliği karşısında Kemal Pirler’in anısı gereği ölüm orucu düşünülmedi değil. Daha uçaktayken tek kelime konuşmadan, bu yolu denemek akla gelmedi değil. Ama geliştirilen oyunun da tam bunu beklediği ve oyunu oynayanların karanlıkta kalacağı, ölmemesi, öldürmemesi gereken insanların öleceği ve birbirini öldüreceği belki de etkisi yüz yıllara yayılabilecek bir intikam sürecinin, birlikte yaşam kültürü güçlü olan halklarımız arasında yeşereceği gerçeği, kişisel intikam hisleriyle ve acılarıyla kendimi sonlandırmaya hakkımın olmadığını açıkça dayatıyordu.
Trajedim ne kadar acı ve hak edilmedik olsa da, bazı değerler için yaşama gücü göstermeliydim. Kaldı ki 1982 büyük ölüm orucu şehitleri Kemal Pir ve M. Hayri Durmuş başta olmak üzere yine Mazlum Doğan ve Ferhatların anısına bağlılık, onları taklit etme biçiminde davranmak yerine; özgür yaşamın daha gerçekçi ve onurlu bir çıkışını emrederdi.
Kemal Pir, hiçbir zaman talimat bekleyen, talimat alıp hareket eden bir kişilik olmadı. Zaman zaman tabii Önderlik talimatı oldu ve onları yerine getirmek için çalıştı. Fakat içinde bulunulan mücadele süreci gereği, örgütsüzlük ve gizlilik gereği çoğu zaman Önderlikle ilişkili olamadı, ama hiçbir zaman da tavırsız ve eylemsiz kalmadı. Başkasının verdiği emri yerine getiren olmadı. Emri, Önderlik çizgisinden ve o temelde Önderlikten almış oldu. Başkasının yönlendirmesiyle eylem yapmadı. Kendisi örgütledi ve yaptı ve yapanın da Kemal Pir olduğunu ifade etti, üstlendi.
“Kemal Pir çizginin pratikleşmesidir”
Çizginin doğru pratikleşmesine ilişkin, bulunduğu koşulları doğru değerlendiren, kararlaştıran ve gerekli militan tutumu propaganda, eylem ve mücadelenin her alanında uygulayabilen bir formasyonu vardı. Düşünsel formasyonu, pratik tarzı ve duruşu öyleydi. Okurdu, tartışırdı. İdeolojik çizgiyi kavramada çok duyarlı ve derin bir yaklaşımı vardı. O düzeyde de pratikçi ve eylemciydi. Düşündüklerini söyleyen, düşünüp doğru bildiğini ifade eden, söylediklerini de yapan bir kişilikti. Söyleyip de başkasına bırakan değil, doğru şudur deyip onu yapan, onun yapılmasına bizzat öncülük yapan bir kişilikti.
Davranışları, ifade tarzı ve eylemiyle çok etkileyiciydi. Bir kere gördüğü, bir kere konuştuğu ya da ortak hareket ettiği herkes üzerinde silinmez etkiler bırakabilirdi. Önderlik bu nedenle Kemal Pir kişiliğini örnek gösteriyor. Önderliğin mevcut koşullarda olduğu, mücadelenin yeniden şekillendirilip, örgütlendirilip hamleye kaldırılması gerektiği bir ortamda bunları ancak Kemal Pir özelliklerine sahip kişilikler başarabilir. Önderlik bunu bildiği için Kemal Pir arkadaşı örnek gösteriyor. Bu kişiliğin özelliklerinin incelenmesini, yeni kadro yapısına taşırılmasını, dolayısıyla özümsenmesini ve bu sürecin çalışmalarının böyle bir militan kişiliğin özellikleriyle karşılanmasını istiyor. Çünkü başarının yolu buradan geçiyor.
Kemal Pir özelliklerine çok büyük ihtiyaç var bu dönemde. Çünkü bu dönemde görevi kendinden yaratmayı bilmek gerekmektedir. Özgürlük ve demokrasi çizgisinde karar oluşturacak ve onu pratiğe aktaracak kadar sorumlu, kararlı, inisiyatifli bir davranışın sahibi olabilmek gerekli. Ancak bu tür yaklaşımlarla bu dönemin devrimci görevleri yerine getirilebilir. Devrimci demokratik hamle ancak böyle bir militan yaklaşımla ilerletilebilir. Bu konuda ciddi eksiklikler yaşanıyor. Karar ve eylem için sorumlu davranmada çekingenlik, ürkeklik ve hesapçılık var. Bu biraz da kendine güvensizlikten, çizgiyi özümseme zayıflığından kaynaklanıyor. Tabii biraz da memurvari yaklaşımlardan kaynaklanıyor. Kemal Pir bu tür yaklaşımların zıddıydı. Devrimci harekete memurca değil, sorumluca katıldı.
Ruhal Morsümbül: O Kürt gerçekliğini en iyi anlayanlardandı
Kemal Pir neden anlaşılmalı ?
Kemal Pir, konuştuğu her insan üzerinde silinmez bir etki bırakan, en devrimci düşünceyi temsil etmenin coşkunluğunu ve güçlülüğünü kendi kişiliğinde yansıtan, arkasından kitleleri sürükleyen bir önderdi. Yani, bağımsızlıkçı ideoloji nasıl ki, Kürdistan'ın her kenti, kazası, köyü, mahalle ve evini adeta zorluyor ve aydınlık düşünceler açıyorsa, Kemal Pir de bu düşüncelerin bir taşıyıcısı olarak her insanı tanımaya çalışıyor, onlara kendi öz davalarını götürmenin coşkusunu yaşıyordu: "Biz ikna etmeye çalıştık. 3 saatte ikna ediyorsak 3 saat, 300 saatte ikna edilmesi gerekiyorsa 300 saat uğraştık. İnsanların bizimle beraber hareket etmesi için uğraşıyorduk" derken Kemal Pir, bu gerçeğin yanı sıra, Kürdistan'da devrimci çalışmanın nasıl yürütülmesi gerektiğini de ortaya koymaktaydı.
Birbirlerini anlayamaz, kendini bile tanıyamaz duruma getirilen Kürt insanının gerçeğini tanıyıp kaynaşan, sürükleyici devrimci kişiliğiyle el attığı her insanı etkileyen Kemal Pir, Kürt halkı tarafından efsaneleştirilmişti. Kürt halkı, onda en büyük dostluğu ve halklar arası kardeşliği tanımıştı çünkü. O, toplumun her kesimiyle ilgilenirdi. "Her şey ve herkes bağımsızlık mücadelesine hizmet etmeli" düşüncesi, onun davranışlarına yön veren gerçekti. Öcalan bu nedenle her fırsatta Kemal Pir çizgisini örnek gösteriyor.
Ali Çiçek: Kemal Pir çizgisi tek çıkış yoludur
Kemal Pir nasıl bir kişilikti ?
Önderliğin yarım saatlik bir konuşmamı dinledikten sonra son güne kadar kararlılıkla bu yolda yürüdü dediği Kemal Pir yoldaş, bu militanca yaşamın en büyük temsilcilerindendir. Yaşamdaki duruşu, kararlılığı, fedakarlığı ve yüksek bağlılığı pratiğinde gösteren Kemal Yoldaş, bugün de bizim için tek çıkış yolu ve çözüm perspektifidir.
Kemal Pir yoldaşın Önderlik tarafından sürekli gündemleştirilmesinin sebebi, doğru olanı yapma arayışıdır. Demokratik siyaset ve kurumsallaşmada doğru olanı yaşamsallaştırmaktır. Kemal Pir yoldaş, yaşamıyla bize doğru olanı, buna giden yolu ve hedefi göstermiştir. Tam da Önderliğin dediği gibi “Direnişi geliştirelim, Demokrasiyi kuralım” belirlemesi bir bakıma Kemal Pir yoldaşın vasiyeti olduğu kadar, yaşamının ve pratiğinin çarpıcı ifadesidir.
Kürdistan gençliği Başkan Apo öncülüğünde otuz yıl önce yok sayılan, adeta nefesiz bırakılan halkının özgürleşmesi hayaliyle yola çıktığında ne bir örgütü ne kitle desteği ne de maddi imkanları olmadığı halde hiçbir bireysel beklentiye girmeden kişisel kaygılarını bir tarafa bırakarak, kendini bu mücadeleye adadı. Toplumun, halkının ve dünyanın tüm sömürülen halklarının özgürlüğünü kendi özgürlüğüne özdeş saymıştır. Bu ruh ve inancın sonucunu bugün milyonlara varan halk desteğinin gelişiminde dağ ve zindan direnişlerinde görebiliriz.
“Kemal Pir çizgisi ihanete verilecek en iyi cevaptır”
Halkımız yaratılan özgürlük umudunun yönünü eylemlerinde her gün, her saat, her an sloganlarıyla haykırmaktadır. Çözüm demokratik eşit ve özgür bir yaşamdadır. Ne ilkel milliyetçilikte ne de halkların iradesi dışında çıkarları için bölgeyi düzenlemek isteyen uluslar arası güçlerin kucağındadır. Ortadoğu’daki, özellikle Irak’taki gelişmeler gösterdi ki sorunların çözümü, ne dikta rejimleri ne de onu yıkma bahanesiyle işgal ve sömürü mantığını aşmayan müdahalelerdir. Çözüm olmayan bu her iki durum karşısında Önderlik hem zihniyet olarak hem de örgütsel anlamda bizleri ve halkı hazırlamaya çalışmış, bunun için sayısız çözümlemeler yapmış, en son geliştirdiği savunmalarda da bunu yeni bir paradigmaya kavuşturmuştur. Yeni paradigmanın güncelleşmesi için de Kemal Pir çizgisini anlamamız gerekiyor.
Bunların bir sonucu olarak yapılması gerekeni doğru anlamak ve ikirciliğe düşmeden pratiğe geçirebilmektir. Öncelikle kendimizden başlayarak kapsamlı bir özeleştiri vermek ve bunun gerekliliğini yapmaktır. Aksi taktirde geçmiş süreçten daha ağır sorunlar yaşayabiliriz. Geri dönülmez bir yaşamın utancını halkımızın tarihine eklemiş oluruz. Dolayısıyla tek çıkış yolumuz olan Kemal Pir'ce militanlığı, yoldaşlığı halka ve değerlere bağlılığı, bunun pratiğini kendimize yedirme kararlılığını geliştirmeliyiz. Kemal Pir’e ve Başkan Apo’ya bağlılığın gereği bu olacaktır. Bu temelde Kemal Pir yoldaş yaşıyor diyoruz...
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, Kemal Pir`i değerlendiriyor...
Kemal Pir büyük arkadaşlardandır. Onun kadar duyarlı yaşayan başka birini bulabilmek çok zordur. Ne kadar yüceltilse, yaşama yansıtılsa bile azdır. Halen tam kavranıp yaşamsal kılındığını sanmıyorum.
Kemal bana bir mürit gibi değil, ama yüksek saygıyla, anlayışla bağlıydı. İdeolojik çizgime, örgütsel yürüyüş tarzıma çok güveniyordu, büyük saygı duyuyordu. Yüksek seviyeli, kısa, öz yargıları vardı. Güçlü bir iradeydi. İçeridekiler ve dışarıya çıkanların bu çizgiyi sürdürmesi, Kemal Pir mirasına sahip çıkmaları biricik doğru yoldur.
Kemal Pir ve Haki Karer bozulmamış iki Karadeniz çocuğu olarak benim arkadaşlık tarzıma adeta bayılarak bağlanmışlardı. Bana en ufak bir zorluk gelmesin diye en erkenden dilini, töresini bilmedikleri Kürdistan’a hepimizden önce yürümüşlerdi. Bu tercihe başta Kemal Pir ve Haki Karer gibi çok değerli Türk kökenli arkadaşlar derinliğine inanmışlardı. Çıkışımızın soy damarıydılar. Yaptığımız yolculuk tipik bir inanmış mümin yürüyüşüne benziyordu. Ortadoğu’daki tüm zorlanmalar bu temeli değiştiremedi.
Kemal Pir gerçekten sağ kol olabilecek biriydi. Hep şöyle hayıflanmıştım: Keşke kalsaydı da, bütün militanca pratik işleri ona bıraksaydık! Kaybı en çok kendini hissettiren yoldaştı. O kadar güzel ve zeki bir yoldaştı ki, son nefesini verirken Önderlik olayını en kritik noktada Kesire ve Mehmet Can Yüce konusunda uyarıyor, vasiyetini belirtiyordu.
Kemal Pir, Haki Karer gibi Kürtlükle hiç alakalı olmayan sadece arkadaşlığımın olağanüstü etkileyiciliğiyle hareketimizin en soylu, sadık, kararlı yol arkadaşları olmaları da özünde bu ilkenin bir sonucudur. Kemal’in ölüm orucu eylemi, eylem tarzı olarak yeterlidir, ama ondan büyük sonuçlar çıkarılmalı. Çizgisi ve mirası iyi değerlendirilemedi, sapmalar var, doğru sorumlulukla devam ettirilmedi, hayatı doğru anlaşılamadı.
Cezaevinde bulunanlar Kemal’in çizgisine kısmen uyuyorlar ama çok fazla bilinçli değil. Kemal’in vasiyetleri çok önemli, bunu cezaevindekiler iyi değerlendirmeli. Mehmet Can Yüce için “Dikkat edilmeli” demişti. Kesire için “Öldürmeyelim” diyordu.
Denilir ki, bu dönemde Mehmet Hayri Durmuş ve Cemil Bayık (Diğer bir arkadaş Kemal Pir olabilir) kaldığım eve geldiklerinde, mevcut ilişki durumumuzu görünce büyük bir kızgınlığa düşerler. “Bu kadın önderimize -bu sıfat yavaş yavaş oluşuyor- nasıl böyle davranabilir? Gelin bu arkadaşın haberi olmadan öldürüp kim vurduya getirelim ve bu beladan arkadaşı kurtaralım” derler. Her zaman büyük kalmasını bilen Kemal Pir’in bu tavra yaklaşımı olguncadır. Demiş ki, “Arkadaşın her halde bir bildiği vardır. Biz karışmayalım.” Ama Diyarbakır zindanında ölüm orucundayken, adeta vasiyeti olarak, “Bu konuda partinin çok dikkatli olması ve unutmaması” gereğini vurguladığı belirtilir.
Kemal Pir, Mehmet Hayri Durmuş, Mazlum Doğan ve Ferhat Kurtay’ların eylemini intihar eylemi olarak değerlendirmiyorum. Kendilerinin de ifade ettikleri gibi, “En ufak onurlu bir yaşam imkânı bulunsaydı, bunu esas alacağız ve sonuna kadar onurlu yaşayacağız” değerlendirmeleri gerekli yaşam ölçülerini vermektedir. İnsanlık onuru için yapılacak tek şey kalmıştı. O direniş eylemini de ortaya koydular.
Kemal Pir örneğini yine vereceğim. Arkadaşlar Kemal Pir’den aslında hiç öğrenmemişler. Kemal Pir tavrı üzerinde yeniden durulmalı ve derinliğine anlaşılmalı. Kemal Pir’in duruşu çok anlamlıydı. Kemal Pir, Ferhatların eyleminden sonra “bu eyleme aslında bizim öncülük yapmamız gerekirdi” diyordu. Ferhatların eylemi aslında Kemal Pir’indi. Öncüsü, yaratıcısı Kemal’di. Tabii Mazlumların Newroz’daki şahadeti de var, Kemal örnek bir tavır sergiledi.
Eğer gerçekten biraz da Kemal Pir’lerin zihniyetiyle bir onur anlayışınız varsa, biriken büyük tecrübe ve anlayış gücünüzle karşınızdaki büyük anlayışsızlık, haksızlık ve çözümsüzlük dayatan unsur ve yapılara karşı tarihi hesaplaşmayı yapmakta özgürsünüz demem gerekiyor. Bu hem hakkınız hem görevinizdir. Karşılıklı haklarımızı helal etmek durumundayız. Ama yine de savaş ve barışta esas olan özgür yaşam hakkının elde edilmesidir. Anlamsız ‘öl ve öldür’ politikamız olamaz; ancak çok tarihi görevler karşısında ölme ve öldürmenin anlamı olabilir. Kemal Pir’in deyişiyle bu biçim ölüm ve öldürme bile onurlu yaşamı çok sevdiğiniz ve hak etmeniz içindir.
Savaşımımız, Kemal Pir’in “Türk halkının kurtuluşunun da Kürt halkının özgürlük savaşımından geçtiğini görüyorum” belirlemesine anlam vermek için verilmesi gereken bir savaştır. Bu savaş hamlesi, başta Türk ve Kürt oligarşik güçleri başta olmak üzere, diğer oligarşik ve despotik güçlere karşı, “Halk üzerinde sınırsız baskı ve sömürü çağınız geçmiş, özgür yaşam vaktimiz gelmiştir” hükmüne verilen yanıttır. Çağdaş ve onurlu yaşamak için bir bedel ödemek gerekiyor. Bu bedel, halkın savaşımının kendisidir.
Biz Türk halkına saygılıyız, biz orduya kesinlikle savaş ilan etmeyiz. Benim birçok Türk arkadaşım olmuştu. Hep söyledim, Kemal Pir örneğini hep söyledim, en değerli arkadaşım Kemal Pir’di. Biz, böyle bir halka savaş ilan etmeyiz.
İmralı gerçekliği karşısında Kemal Pirler’in anısı gereği ölüm orucu düşünülmedi değil. Daha uçaktayken tek kelime konuşmadan, bu yolu denemek akla gelmedi değil. Ama geliştirilen oyunun da tam bunu beklediği ve oyunu oynayanların karanlıkta kalacağı, ölmemesi, öldürmemesi gereken insanların öleceği ve birbirini öldüreceği belki de etkisi yüz yıllara yayılabilecek bir intikam sürecinin, birlikte yaşam kültürü güçlü olan halklarımız arasında yeşereceği gerçeği, kişisel intikam hisleriyle ve acılarıyla kendimi sonlandırmaya hakkımın olmadığını açıkça dayatıyordu.
Trajedim ne kadar acı ve hak edilmedik olsa da, bazı değerler için yaşama gücü göstermeliydim. Kaldı ki 1982 büyük ölüm orucu şehitleri Kemal Pir ve M. Hayri Durmuş başta olmak üzere yine Mazlum Doğan ve Ferhatların anısına bağlılık, onları taklit etme biçiminde davranmak yerine; özgür yaşamın daha gerçekçi ve onurlu bir çıkışını emrederdi.
"Mersin Üniversitesi Haber Portalı"