SINAN CEMGIL
(1944-1971)
12 Mart öncesi devrimci gençlik hareketinin önderlerinden, THKO’nun kurucularından, TDKP onur üyesi Sinan Cemgil, öğretmen anne ve babanın çocuğu olarak 15 Kasım 1944’de İstanbul’da dünyaya geldi. İyi bir eğitim aldı. 1964’de ODTÜ Mimarlık Fakültesi’ne girdiğinde siyasetle de ilgilenmeye başlamıştı. 1965’de ODTÜ SFK’nin kuruluşuna katılarak bir süre genel başkanlık yaptı. Aynı yıllarda TİP’e üye oldu.
(1944-1971)
12 Mart öncesi devrimci gençlik hareketinin önderlerinden, THKO’nun kurucularından, TDKP onur üyesi Sinan Cemgil, öğretmen anne ve babanın çocuğu olarak 15 Kasım 1944’de İstanbul’da dünyaya geldi. İyi bir eğitim aldı. 1964’de ODTÜ Mimarlık Fakültesi’ne girdiğinde siyasetle de ilgilenmeye başlamıştı. 1965’de ODTÜ SFK’nin kuruluşuna katılarak bir süre genel başkanlık yaptı. Aynı yıllarda TİP’e üye oldu.
1968’le birlikte yoğunlaşan öğrenci eylemlerinde,
ODTÜ içindeki mücadelesi ve sevilen kişiliğiyle, üniversitedeki
hareketin doğal önderi oldu. 1968’de ODTÜ’deki boykota ve 1969 ODTÜ
işgaline önderlik etti. Toprak reformunun gerçekleştirilmesi istemiyle
hazine topraklarını işgal eden Elmalı köylülerini ziyaretinin Türkiye
İşçi Partisi (TİP) Genel Merkezi tarafından tepki ile karşılanması,
TİP’ten istifasını getirdi. Öğrenci eylemlerinden uzak kaldığı 1970’te,
Hüseyin İnan ve Deniz Gezmiş’le birlikte THKO’nun kuruluş çalışmalarını
yürüttü. 12 Mart 1971 muhtırasından sonra, arkadaşlarıyla birlikte
Ankara’yı terkeden Sinan Cemgil, 17 Mart’ta Deniz Gezmiş’le Yusuf
Arslan’ın Gemerek’te yakalanmaları üzerine Adıyaman civarındaki Nurhak
dağına çıktı. Burada arkadaşlarıyla birlikte gerilla kampı kurdu. Cemgil
ve arkadaşları, mayısın sonunda İnekli köyü muhtarının ihbarı üzerine
kuşatıldılar. Sinan, 31 Mayıs 1971’de askerlerle çıkan çatışmada;
Alparslan Özdoğan ve Kadir Manga ile birlikte vuruldu. Adıyaman Gölbaşı
ilçesinde cenazeyi almaya giden Sinan’ın annesi Nazife Cemgil, çevresini
saran kadınlara Sinanlar’ı şöyle anlattı: “Bu oğlum Sinan... Bunlar da
onun arkadaşları (Kadir ve Alpaslan), kardeşleri.... onlar da oğullarım...
Bu çocuklar, bu oğullar; bu ülkeyi, halkı, sizleri sevdiler. Başka bir
istekleri yoktu. Her biri birer dehaydı. Her biri üstün zekalı birer
güzel insandı. Dileselerdi, düzenin adamları olsalardı, şimdi burada
cansız yatmazlardı. Birer milyoner olurlardı. Ama onlar, halkı, sizleri
sevdiler. Sizin sorunlarınızı omuzladılar. Size yalan söylüyorlar. Onlar
eşkiya değildi.”
"Mersin Üniversitesi Haber Portalı"